yemek

yemek
-ği is.
1. 食品, 食物, 吃的东西; 饭食, 饭菜; 肴馔, 菜肴, 一道菜, 一盘菜: \yemek artıkları 残羹剩饭 \yemek listesi 菜单, 食谱 \yemek masası 饭桌, 餐桌 \yemek oda takımı 食堂餐具 \yemek sobası 厨房炉灶 \yemek tenceresi 锅 akşam \yemeki 晚饭 alafranga \yemek 欧式菜肴 alaturka \yemek 土耳其风味菜肴 kuru \yemek 干粮 sabah \yemeki 早饭 sıcak \yemek 热饭Yemek ağırlaşmış. 饭菜好象馊了。Bu yemek güzel pişmiş. 这饭菜做得很好吃。Bu akşam yemeği bize geliniz. 请你们今晚到我们这里来吃饭!
2. 午饭, 午餐, 午宴; 宴会: Arkadaşımın yemeğinde birçok tanıdığa rasladım. 我在朋友处吃饭时, 遇到了很多熟人。Bugün yemeği dışarda mı yeyeceksiniz? 今天你不在家吃午饭吗?
◇ \yemek borusu 1) 解́ 食道, 食管 2) 开饭号, 吃饭号 \yemek çıkarmak 端上菜肴 \yemek kotarmak 煮饭, 做饭: Anaları ocak başında yemek kotarıyordu. 他们的母亲正在灶前做饭。\yemek pişirmek 煮饭, 做饭 \yemek seçmek 挑食, 挑剔吃食 \yemek vermek 设宴, 举行宴会欢迎 \yemek yapmak 煮饭, 做饭: Acaba bugün ne yemek yapsam? 今天我做什么饭呢?\yemek yemek 吃饭: Ben daha yemek yemedim. 我还没有吃饭。Her gün üç öğün yemek yeriz. 我们每日三餐。\yemeke davet etmek 请客吃饭
II
-i
1. 吃; 吃饭, 吃东西: ekmek \yemek 吃面包 meyve \yemek 吃水果 peynir \yemek 吃奶酪 yemek \yemek 吃饭 Yemek, emek ister. 吃饭也要花力气。
2. (酸、锈等)腐蚀, (虫、鼠等)蛀, 咬: Bazı asitler demiri yer. 有些酸能腐蚀铁。Güve yün giysiyi yemiş. 夜蛾把毛料衣服蛀了。
3. 咬, 啮; 叮: dudağını \yemek 咬嘴唇 tırmaklarını \yemek 咬指甲 Sivri sinekler çocuğun kollarını yemiş. 蚊虫咬了孩子的胳膊。
4. 浪费, 花费, 耗费; 挥霍, 滥用; 输, 输掉, 赌输: miras \yemek 挥霍掉遗产 para \yemek 花钱 Parası var, ama yemez. 他有钱, 但不花。Varını yoğunu kumarda yemiş. 他赌博输光了一切。Yapımına başlanan bu yapı günde 5 ton çimento yiyor. 开工建造的这座大楼每天要消耗5吨水泥。
5. 挨, 遭, 受, 遭受; 经受, 陷入(某种状况), 受到: ceza \yemek 受到惩罚 dayak \yemek 挨(棍子)打, 挨揍: papara \yemek 受到警告 taş \yemek 挨石头砸 tokat \yemek 挨耳光 yağmur \yemek 遭雨, 湿透 rüşvet \yemek 受贿
6. 转́ (思想、感情等)折磨, 使不安: Bu dert beni yiyor. 这种痛苦折磨着我。Bu işin böyle olmasında baş sorumlu olduğumu düşünüp kendi kendimi yiyorum. 我认为这件事弄成这个样子全怪我自己, 我在生我自己的气。
7. 磨断; 拭去, 擦掉, 毁灭, 摧毁, 消灭; (从下面)冲坏: Çıma babayı yemiş. 缆绳把系缆柱磨坏了。Deniz sahili yemiş. 海浪冲毁了海岸。
8. 还不起借款, 欠款: Bu adam benim milyon liramı yedi. 这个人欠了我100万里拉。
9. 俚́ 受骗, 被迷惑; 看错人; 搞错, 失策, 失算, 上当
◇ yemeden içmeden 立即, 立刻: Yemeden içmeden gitmiş. 他立刻走了。-i yiyip bitirmek 消耗尽, 耗费, 花掉, 用尽, 使陷入绝境: Yıllardan beri adamın kanını emmiş, sonunda nesi var nesi yoksa yiyip bitirmişler. 多年来, 他们一直对这个人进行盘剥, 最后把他榨得一干二净。yiyip içmek 吃喝
◆ Yediği naneye bak!瞧他干的傻事!瞧他说的傻话!Yediğin ekmek gözüne dursun! 【粗、俗、骂】卡死(你)!噎死(你)!Yeme de yanında yat! 只能看不能摸!Yemedik nane bırakmadı. 他什么蠢事没干过!

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • yemek — yemek, yeylp telef etmek, I, 55, 66, 79, 88, 116, 318, 323, 342, 343, 504; I I, 69,70. 311; III, 9, 16, 31, 67, 146 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • yemek — 1. is., ği 1) Yemek yeme, karın doyurma işi Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. N. Cumalı 2) Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam 3) Günün belli saatlerinde yenilen besin Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yemek masası — is. Üzerinde yemek yemek amacıyla kullanılan masa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yemek odası — is. Yemek yenilen oda, yemek salonu, salamanje …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yemek salonu — is. Yemek odası Apartman kapısından içeriye girince küçük bir yemek salonu göze çarpıyordu. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yemek yemek — karın doyurmak Yemek yerken içtiğim iki şişe su, bir ter seli hâlinde ensemden boynuma doğru akıyordu. E. Bener …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yemek borusu — is., anat. 1) Besinleri ağızdan mideye ulaştıran kasla çevrili zarsı kanal 2) ask. Yemek vaktini bildirmek için çalınan boru …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yemek duası — is. Yemek yedikten sonra Allah a şükretmek için edilen dua …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yemek listesi — is. Yemek yenilecek yerlerde mevcut yemekleri gösteren liste …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yemek çıkarmak — ağırlamak için yemek sunmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yemek dolabı — is. Yemeğin saklandığı dolap …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”